Ekonomi

Merkez Bankası Başkanı Kavcıoğlu’ndan kredi açıklaması

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) 91. Hesap Dönemi Olağan Genel Kurul Toplantısı’nda konuştu.

Şahap Kavcıoğlu, “2022 yılında uluslararası rezervlerimizi güçlendirmek için etkin bir rezerv yönetimi hayata geçirdik. Tüm bu uygulamalar sonucunda 2021 sonunda 111 milyar dolar olan uluslararası rezervlerimiz yüzde 17 artarak 2022 sonunda 128,8 milyar dolara yükseldi.”terimleri kullandı.

Kavcıoğlu, “2022 yılında uluslararası rezervlerimizi güçlendirmek için etkin bir rezerv yönetimi hayata geçirdik. Tüm bu uygulamalar sonucunda 2021 sonunda 111 milyar dolar olan uluslararası rezervlerimiz yüzde 17 artarak 2022 sonunda 128,8 milyar dolara yükseldi.”söz konusu.

“Enflasyonda kalıcı düşüş sağlanacak”Şahap Kavcıoğlu, kredi büyümesiyle finansal istikrarı, finansman maliyetiyle de potansiyel üretimi desteklemeye devam edeceğini açıkladı.

Kavcıoğlu’nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu’nun 91’inci Olağan Genel Kurul’da yaptığı açıklamalar şöyle:

2022 yılında pandeminin olumsuz etkileri tamamen ortadan kaldırılamazken, yakın coğrafyamızda yaşanan Rusya-Ukrayna Savaşı sonucunda arz kısıtları yeniden belirginleşirken; Başta elektrik olmak üzere küresel emtia ve gıda fiyatlarında hızlı artışlar yaşandı. Savaş sonucunda ortaya çıkan jeopolitik belirsizliklerin yanı sıra pandemi sonrasında da devam eden arz-talep dengesizlikleri, enflasyonun küresel ölçekte hızla artarak tarihi yüksek seviyelere ulaşmasına neden oldu. Tüm bu gelişmelerin yanı sıra küresel finansal koşulların sıkılaşması sonucunda 2022 yılı hem jeopolitik hem de ekonomik ve finansal belirsizliklerin inanılmaz derecede yüksek olduğu bir yıl olarak kayıtlara geçti.

2022 yılında Rusya-Ukrayna Savaşı’ndan kaynaklanan küresel arz şoklarına ve olumsuz jeopolitik gelişmelere rağmen Türkiye ekonomisi kesintisiz büyümesini sürdürdü. İktisadi faaliyet, özellikle yılın ilk yarısında güçlü seyrini sürdürürken, dış talepteki gerilemeye rağmen yılın ikinci yarısında güçlü görünümünü korumuştur. Bu kapsamda 2022 yılında yüzde 5,6 büyüyen Türkiye ekonomisi, 2019 yılının son çeyreğinden bu yana gösterdiği büyüme performansıyla G20 ve OECD ülkeleri arasında üst sıralarda yer alıyor. Ayrıca sıralamada dokuzuncu sıraya yükselen ülkemiz satın alma gücü paritesine göre hesaplanan milli gelire dayalı olarak dünya ekonomisindeki payını ikiye katlamıştır. Dolar bazında Türkiye ekonomisi 2014 yılından bu yana en yüksek milli gelir düzeyine ulaştı.

Geçen yılın ilk yarısında küresel enerji, emtia ve gıda fiyatlarındaki hızlı artışlar, tedarik sürecindeki aksamalar ve son dönemde döviz piyasalarında ekonomik temellerden uzak fiyat oluşumlarının etkisiyle yıllık tüketici fiyatları enflasyonu hızla yükseldi. 2021 çeyreği. Küresel arz şoklarının etkilerinin kaybolması ve döviz piyasalarında görülen istikrarla birlikte 2022 yılının ikinci yarısı itibarıyla enflasyonun ana eğiliminde kademeli bir normalleşme süreci başladı.

Liraizasyon Stratejisi kapsamında uyguladığımız politika bileşimi, önümüzdeki dönemde sağlıklı kredi büyümesi ile finansal istikrarı ve finansman maliyetleri aracılığıyla potansiyel üretimi desteklemeye devam edecek ve arz-talep istikrarına olumlu katkı sağlayacaktır. Bu çerçevede, fiyatlama davranışları ve enflasyon beklentilerindeki yumuşama ile enflasyonda kalıcı bir düşüş sağlanacaktır.

2022 yılında fiyat istikrarını sürdürülebilir bir çerçevede yeniden şekillendirmek amacıyla tüm politika araçlarında Türk Lirası’na öncelik veren kapsamlı bir politika çerçevesi gözden geçirme süreci yürüttük. Bu kapsamda bütüncül bir yaklaşımla oluşturduğumuz Liraizasyon Stratejisini hayata geçirdik.

Liraizasyon Stratejisi ile kısa vadede enflasyon ve fiyatlama davranışlarındaki kur duyarlılığını ortadan kaldırmaya çalıştık. Orta vadede üretimi ve ihracatı destekleyerek mevcut süreçlerdeki istikrarı güçlendirmeyi hedefledik. Bu amaçla devreye aldığımız makroihtiyati araçlar ve kur korumalı mevduat ile bankacılık sektörünün hem aktif hem de pasif tarafında liralaşma sürecini başlattık. Ülkemizde üretim ve ihracatı artırarak mevcut süreçlerin istikrarında kalıcı iyileşmeyi sağlayacak finansal koşulların oluşturulması açısından amaçlı kredi yaklaşımını benimsedik.

Liraizasyon Stratejisini uygularken, faiz indirimleri ile birlikte finansal istikrar ve fiyat istikrarına yönelik riskleri kontrol altına almak amacıyla amaçlı kredi yaklaşımımız çerçevesinde belirlediğimiz makroihtiyati politikamızı güncelledik. Amaçlı kredi anlayışımızla, yatırım, üretim ve istihdamı destekleyici faaliyet alanlarında kredi kullanımına öncelik veren bir çerçeveyi esas aldık. Makroihtiyati araçlarımızı kullanarak yaptığımız uygulamalarla, kredi büyümesinin fiyat istikrarı ve finansal istikrar açısından oluşturabileceği risklerden de kaçındık.

Hedeflenen kredi anlayışımızın bir diğer ayağında ise, ihracat artışını ve ithal ikame mal üretimine yönelik yatırımları teşvik etmek amacıyla 2 yıl vadeli ve 10 yıla kadar vadeli avans kredilerini aktif olarak kullandık. Bugüne kadar 67 ilde 740 sanayi ve turizm yatırımına toplam 111,47 milyar TL taahhütlü avans kredisi (YTAK) tahsis edildi.

Ayrıca ihracatçılara ve döviz kazandırıcı hizmet ve faaliyetlerde bulunan firmalara kullandırdığımız reeskont kredilerinin limitlerini artırarak, faiz oranlarını düşürerek ve vadelerini uzatarak uygun finansman imkanını daha kolay ve erişilebilir hale getirdik. Ayrıca Liraizasyon Stratejimiz kapsamında Liraizasyon Stratejimiz doğrultusunda firma bazında kredi limitlerini Türk Lirası’na çevirmiş bulunmaktayız ve 2023 yılı itibari ile bankalara tahsis edilen reeskont kredisi limitlerinin Türk Lirası olarak güncellenmesine karar verilmiştir. .

2022 yılında 346 milyar liralık reeskont kredisini ihracatçılarımız kullandı. Reeskont kredilerine erişim kolaylığı KOBİ’lere ayrılan payın önceki yıllara göre büyük oranda artmasına neden olmuştur. 2021 yılında yaklaşık 1.900 KOBİ, 2022 yılında ise 5.972 KOBİ reeskont kredisinden yararlanmıştır.

Temel politika aracımız olan bir hafta vadeli repo faizini Liraizasyon Stratejisi çerçevesinde makroihtiyati politika araçlarımızla birlikte kullandık. Bu doğrultuda politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını 2022 Ocak-Temmuz döneminde yüzde 14’te tuttuk. Öte yandan, jeopolitik gelişmelerin ve küresel finansal koşulların etkisiyle artan küresel durgunluk riskine karşı proaktif bir yaklaşımla hareket ettik. Söz konusu risklerin yurt içi arz, yatırım ve cari fazla kapasite üzerindeki etkilerini sınırlamak, sanayi üretimi ve istihdamdaki yapısal kazanımların devamını sağlamak amacıyla Ağustos ayı itibarıyla faiz indirim sürecini başlattık. Kasım ayının prestijiyle toplamda 500 baz puan faiz indirimi yaparak politika faizini yüzde 9’a indirdik. Bu kararlarımız sayesinde, küresel ekonomi tedarik zinciri ve finansman kaygıları yaşarken Türkiye’nin uygun finansmanla konumunu güçlendirecek yatırımlara devam etme imkanı sağladık.

2022 yılında uluslararası rezervlerimizi güçlendirmek için aktif bir rezerv yönetimini de hayata geçirdik. Döviz çevrimli mevduat hesapları, yurt dışında ikamet eden vatandaşlarımız için geliştirdiğimiz YUVAM hesapları, fiziki altını finansal sisteme kazandırmak için FATSİ hesapları ve ihracat gelirlerinin bir kısmının Merkez Bankası’na satılmasına yönelik düzenlemeler sayesinde kaynak çeşitliliği oluşturduk.

Tüm bu uygulamalar sonucunda 2021 sonunda 111 milyar dolar olan uluslararası rezervlerimiz yüzde 17 artarak 2022 sonunda 128,8 milyar dolara yükseldi. Öte yandan merkez bankalarının uluslararası rezervleri yüzde 6 oranında azaldı. 2022’de küresel ölçekte

Karşılık biriktirme araçlarımızdan Döviz ve Altına Konvertibl Mevduat da dahil olmak üzere Liraizasyon politikası çerçevesinde atılan adımlar bankamız bilançosuna net bir maliyet getirmeden gerçekleştirilmiştir. Döviz ve Altına Konvertibl Mevduat hesapları, teminat politikasındaki değişiklikler, Türk lirası zorunlu karşılıklarda değişen faiz maliyetleri, yabancı para zorunlu karşılık kurullarındaki değişiklikler ve Türk lirasındaki artış çerçevesinde elde tutulan Türk lirası cinsi menkul kıymetler Reeskont kredilerinde Liraizasyon sonucu oluşan reeskont senetlerinin bilanço geneli üzerinde istikrarlı bir etkisi bulunmaktadır. .

Bilgi teknolojileri alanındaki vizyonumuz doğrultusunda, ihtiyaç duyulan teknolojik analiz ve sistemlerin oluşturulması ve bu sistemlerin güvenliğinin ve sürekliliğinin sağlanmasına yönelik çalışmalarımıza devam ettik. Bu kapsamda ödeme altyapımızı yenilikçi iş modelleriyle destekledik. 2021 yılında hayata geçirdiğimiz Anında ve Kalıcı Para Transferi uygulamamız FAST’ın güvenliğini artırmak için değerli bir katman hizmeti olan SİPER hizmetini geliştirerek hizmete sunduk. Ödemeler alanındaki bir diğer değerli uygulamamız olan TR QR Kod kullanımını yaygınlaştırmak amacıyla düzenleme, altyapı ve tanıtım çalışmalarımızı sürdürdük. FAST sisteminin alışverişlerde alternatif ödeme yöntemi olarak kullanılabilmesi için yürütülen FAST TR DataMatrix çalışmalarını başarı ile tamamladık. Ayrıca açık bankacılık hizmetlerini de kullanıma açarak bankalarımızın GEGIT altyapısı üzerinden hizmet vermesini sağladık. Sonuç olarak, ödeme ve para transferi süreçlerinin her zaman, her yerde sorunsuz, hızlı ve güvenli bir ortamda gerçekleştirilmesine katkı sağlayan yenilikçi uygulamalarımızla Liraizasyon Stratejimize teknolojik bir temel oluşturduk.

2022 yılında finansal inovasyon alanında değerli adımlar atarak Bankamız öncülüğünde ilgili kurumlarla imzaladığımız anlaşma ile Dijital Türk Lirası İşbirliği Platformu’nu oluşturduk. Ayrıca 2023 yılında seçilen bankaların ve finansal teknoloji şirketlerinin katılımıyla Dijital Türk Lirası İşbirliği Platformu’nun yaygınlaştırılması çalışmalarına başladık.

2022 yılında da küresel gündemin en önemli öncelikleri arasında yer alan iklim değişikliği ile ilgili gelişmeleri yakından takip etmeye devam ettik. Ülkemizin “2053 Net Sıfır Emisyon” ve “Yeşil Kalkınma” hedefleri doğrultusunda, iklim değişikliği ile mücadelede Bankamızın misyon alanına giren konulara katkı sağlamak amacıyla ulusal ve uluslararası platformlarda rol aldık. Önümüzdeki dönemde de iklim değişikliğinin ekonomi ve finansal sistem üzerindeki yansımalarını izlemeye ve bu kapsamda ulusal ve uluslararası paydaşlarla iş birliğimizi sürdürmeye devam edeceğiz.

Merkez Bankası olarak, Cumhuriyetimizin 100. yılını yaşamanın gururu ve sorumluluk bilinciyle, önümüzdeki dönemde başta para politikaları olmak üzere fiyat istikrarı ve finansal istikrara ilişkin tüm konularda kalıcı başarı ve sürdürülebilirlik odaklı yoğun bir şekilde çalışacağız. Bu yıl yapımı tamamlanan İstanbul Finans Merkezi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu